AYSKAD Loading

Biz İlana Erkek Mühendis Arıyoruz Yazmıştık - Asansör Magazin Köşe Yazısı

Biz İlana Erkek Mühendis Arıyoruz Yazmıştık - Asansör Magazin Köşe Yazısı

Biz İlana Erkek Mühendis Arıyoruz Yazmıştık - Asansör Magazin Köşe Yazısı

Artık bir sistemin başında yan yana oturmuş ve dünyanın başka bir noktasındaki bir olaya yön veren kadın ve erkek mühendisleri birlikte görebildiğimiz bir dünyada, iş yerinde cinsiyet ayırımcılığına neden olabilecek hangi farklılıktan söz edilebilir? Cinsiyet ayırımcılığının anlamını kaybettiğini teorik olarak bu şekilde ifade etmekle birlikte, pratikte bir davranış ve algı biçimi olarak tamamen ortadan kalkmasının biraz daha zaman alacağı da acı bir gerçek… Yine de bu sürenin dünyada ve ülkemizde kurumsallaşan şirket sayısının hızla artması ile birlikte daha da kısa olacağına yürekten inanıyorum.

Professional Women’ s Network tarafından yapılmış bir araştırmaya göre; Avrupa’da kurumsallaşmış şirketlerde kadınlara stratejik görevlerde ve operasyonlarda daha fazla yer verilmesi ile birlikte şirket verimliliklerinin %25 oranında arttığı görülmüştür. Aynı zamanda, kadın ve erkek çalışanlarına eşit fırsatlar tanıyan şirketlerin itibarının ve piyasadaki değerinin de arttığı tespit edilmiştir. Farkındalık noktalarının artması ile birlikte cinsiyet ayırımcılığının iş dünyasında varlığını halen koruyacak olması gibi bir öngörü çok büyük bir aldanıştır. Cinsiyet ayırımcılığının daha başarılı, daha güçlü fakat kadın kimliğini geride bırakmak zorunda kalmış nice kadın yarattığını da belirtmek isterim.

En temel ayırımcılık ücret üzerinde. Erkek ev geçindirir, kadın aileye ek kaynaktır algısı öyle içimize işlemiş ki; erki devamlı kılmak adına maddi açıdan tatmin edici olabilecek mesleklerde kadınları görmek istemiyorlar. Akademik başarı engelini aşıp mühendislik mesleğine sahip olan kadınların ömür boyu daha düşük ücretle cezalandırıldığı gerçeğini esefl e kınıyorum. Biz kadınlar olarak hangi meslek grubunda olursak olalım ‘eşit işe eşit ücret’ talebimizi dile getirmeliyiz. Ama her şeyden önce ‘biz’ olmalıyız, ‘bir’ olmalıyız. Biz birlikte olmazsak mesleğimize, cinsiyetimize yapılan saldırılar devam eder. Meslek odalarına ve içerisinde aktif rol alabileceğimiz STK’lara üye olarak bireysel mücadele edemediğimiz problemlere, kuruluşlar aracılığı ile çözüm getirebileceğimizi de belirtmek isterim.

Bugün hala güvencesiz ve düşük ücretle çalıştırılan, bir servis aracı bile reva görülmediği için taşındıkları traktör kasalarında hayatlarını yitiren, önlem alınmadığı için fabrikalarda iş kazası adı verilmiş iş cinayetlerinde can veren, sosyal güvencesi olmadığı için tedavi göremeyen, kendi hayatını savunduğu için katledilen, tacize uğrayan, çocuk yaşında hamile kalıp hastane köşelerine atılan, konuşamayan konuşturulmayan ve şairin de dediği gibi “Sanki hiç yaşamamış gibi ölen” hemcinslerimiz anısına daha da çok çalışmalıyız.

15 Ocak 2019